Köşe YazılarıManşet

Sis perdesinin arasından görmeye çalışırken bazı sesler de duyuyoruz

Sis perdesinin arasından görmeye çalışırken bazı sesler de duyuyoruz

Bu hafta piyasalarda neler olduğuna baktıktan sonra, sis perdesinin arasından önümüzü görmeye çalışalım;

Kur günlük rekorla 12% atak yaptıktan sonra, haftayı 3.4% artışla kapattı.

Bu şekilde kapatabilmesi için Merkez Bankası 26 Milyar Dolar rezerv harcamak zorunda kaldı.

Daha yeni borsaya girmiş yabancının satışlarının tetiklemesiyle borsa %16, bankacılık %26 düştü. Ziraat’in bilindik piyasa desteği alımları durumu toparlamaya yetmedi

Yine, yabancı satışıyla 10 yıllık tahvil %15 değer kaybederek, getirisi de 5 puan yükselerek tarihi zirveye ulaştı %33.38 ile

İlmek ilmek işlenerek ikna edilip 2 yılda ancak 42,5 Milyar Dolarlık para sokan yabancı ve çok uluslu Türk şirketleri, rezerv yakılmasında en büyük etkiye sahipti.
Bunun yanında 17’sinden beri tüm para piyasası fonlarından toplam 67 Milyar TL çıktı, 50 Milyar TL’si döviz fonlarına girdi.

Hazine toplam borç stokuna kur artışının etkisi 250 Milyar TL,
Özel sektör döviz pozisyonuna etkisi 182 Milyar TL oldu

5 Yıllık CDS 328 puana yükseldi. 18 puanı kontrat sürdürmesi olmak kaydı ile 60 bps birden yükseldi.

Ülkece tüm bu maliyetlerin ve daha seçim öncesi politikaların bedelleri ödenirken, yeni bir bedel çıktı karşımıza.

Buna karşılık Merkez bankası TL likiditesini azaltmak ve talebin rezervleri daha eritmesini engellemek için 5 önemli adım attı;

1)Haftalık repo ihalesini durdurdu
2)Likidite senedi ihraç edileceğini duyurdu
3)Borçlanma faizini 44%ten 46%’ya çekti.
4)56 günlük depo ihaleleri başlattı ve
5)TL uzlaşmalı vadeli döviz satışlarını tekrar başlattı
Bu önlemlerin amacı TL getirisini yükselterek Usd talebini engellemekti.

Tüm bu olanlar önümüzdeki yolun şeklini değiştirdi.
Gelen benzin ve muhtemelen gelecek mazot ve LPG zamları, kur atağının etkisini şimdiden gösterdi.
Tahminim, sadece bu 3 günün enflasyona etkisi, kur geçişkenliği ile beraber, 3 aya yayılmış, 3 puan civarında olacak.

Merkez Bankası’nın 30 dk geç müdahalesi

Stabilite sözü verilen yerli ve yabancı yatırımcı, politik risklerin ve volatilitenin varlığını tekrar hatırladı.

Dolayısıyla, bir süre tekrar TL talebi görmek zor. Bu da rezervlerin iyileşmesi zorlaşacak demektir.
Talep durur rezervdeki bozulma da durursa ve bir süre stabil kalırsa, Merkez Bankası’nın
30 dk geç müdahalesi dolayısıyla gerçekleşen atağın yaraları bir miktar sarılsa da 1 hafta önceki güvenin yerine gelmesi çok zor.

Çünkü, tüm bunlar çok yüksek faiz ortamında oluşuyor ve faizin tekrar yükseltileceğini de hiç sanmıyorum. Ancak, makro ihtiyati tedbirlerle TL getirisini daha yukarıda tutmaya çalışacaklardır.

TL reel değerlenme artık tahminimizden hızlı erozyona uğrayacaktır.
Enflasyon beklentilerinin tekrar bozulmaya başladığını da göreceğiz. Çünkü, algı çok bozuldu.
Faiz indirimi Nisada artık beklemiyorum. Ama faizin yukarıda asılı kalması vatandaş ve kobi’lerin uzun zamandır çektiği acının daha da artmasına neden olacak.
Kısaca, 2 senedir sarmaya çalışılan yaralar tekrar kanamaya başladı. Program büyük darbe aldı ve tedavi süresi önemli oranda uzadı.

Hükümet, AB ile ABD’nin arasının önemli ölçüde bozulduğu bu ortamda, Batı’nın ülkemize olan ihtiyacına ve dolayısıyla dışarıdan tepki gelmeyeceğine güvenerek yeni Politik riskler yeni krizler yaratmaya gebeyse, tamiri çok çok daha zor olacaktır

Bu olanlardan sonra, ekonomi tekrar zora girdi nasılsa, halkın tedavisini gevşemede aramaya kalkılırsa vay halimize…

Sis perdesinin arasından görmeye çalışırken bazı sesler de duyuyoruz;

Adaletsizliklerin, yanlış kararların, hırsların bedelini hep bize ödetiyorsunuz.
Halkın sesi…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu
Search